enivicivokke
un:
4 5 yıl önce internet üzerinden tanışmış iki yakın arkadaşın müzik blogu ehehe. yazamıyorum böyle yazıları ben ya. bloglarımızı falan okuyun buyuz biz;
dis iz pembe fiyonk
diziz alice.


deux:
eskiden burada bir şeyler vardı ama siz bunu asla bilemeyeceksiniz.






trois:
3 Şubat 2010 Çarşamba 16:15
yok ya, elfilansallıyorum'un fresh bi havası var, bunun gağsip görl hiyır. ayrı ayrı dursunlar, yazıcam ben bunlara söz söz




28 Ocak 2010 Perşembe 23:15
bu blogu elfilansallıyorumla birleştirsek?




27 Kasım 2009 Cuma 14:32
bence de abi.




24 Kasım 2009 Salı 02:00
bence bu bloga yazmalıyız.




Lay It Down Slow 27 Ağustos 2009 Perşembe 04:38
Sanırım az sonra yazacağım şarkıyı çağrıştıran 'şey' bugün kafamı çok meşgul ettiği için bunu yazıyorum. Bu yaz tatilinde babamın yanına, başka bir şehre gittiğimde internetsizlikten delirecek hâle gelen bünyemi rahatlatmak için gittiğim bir internet kafede, sınıf arkadaşımın attığı bu şarkı için bir yazı yazacağımı hiç düşünmemiştim doğrusu-eh, içinizde 'heviciyim ben yahu' diyen bir taraf sürekli varken, sürekli slow şeyler dinleyen arkadaşınızın atacaklarını pek dikkate almıyorsunuz hâliyle. Velhasılı kelam, şarkıyı aldım; fakat o sırada Michael Jackson dinlemekle öylesine meşguldüm ki onu dinlemeyi düşünmedim bile. Daha sonra, daha sakin bir zamanımda müzik çalarımda boş boş gezinirken onun önünden geçtim 'Spiritualized'. Dinleyeyim dedim. Büyülüydü ve o zamanlar ben de başlayacak olan bir aşkın arkasına büyülü bir fon müziği arıyordum. Bir...mutluluk şarkısı Lay It Down Slow, huzur, hayat ne kadar kötü olursa olsun yanınızda olacak kişinin, uyumak üzereyken size fısıldadığı sözler gibi, sıcak bir odada yağmur damlalarının patırtısı ve onun hafif sesi. Küçük bir çocukken, yoğun kar yağışı dolayısıyla ertesi gün okula gitmeyeceğinizi bildiğiniz gece yattığınızda camdan bakıp, çirkinliği yalıtan karı gördükten sonra daldığınız mutluluk dolu uyku gibi. Umut aşısının kulaktan yapılanı bu şarkı, kesinlikle.

Bu kadar öznel bilgiden sonra nesnellere geçmek gerekirse, Spiritualized... lastfm tag'lerinin söylediğine göre space rock- shoegaze - psychedelic müzik yapan İngiliz bir grup. Jason Pierce, 1990'lı yıllarda Spacemen 3 adlı müzik grubunun dağılmasının ardından, grubun üç üyesini yanına alarak Spiritualized'ı kurdu. Ayrıntı vermekle uğraşmayacağım on sekiz yıllık bir süreçte, grup, kendi tarihinin en büyük albümünü 1997 yılında "Ladies and Gentlemen we are floating space" adıyla piyasaya sürdüler. Daha sonra Jason Pierce, 1998 yılında Tim Lewis hariç tüm grup üyelerini kovdu, ardından muhtelif insanlarla Let It Come Down, Amazing Grace ve Songs In A&E adlı üç albüm daha çıkarttı. Biraz kaprisli bir insana benziyor ama, Sebastian Philip Bierk [Sebastian Bach] da kaprisli bir adamdı, sanırım deha kaprisi beraberinde getiriyor. "Lay It Down Slow" da Amazing Grace adlı 2003 yılında çıkmış albümün kapanış şarkısı. Bir kapanış için daha iyi bir şarkı seçilemezdi herhalde, şahsen her dinleyişimde gözlerimin huzur içinde kapanma isteğiyle savaş vermek zorunda kalıyorum-bir de bu yazıyı yazarken fonda çalıyor olduğunu düşünmek gerekirse, epey bir efor sarf ediyorum.

Fazla sözü olmayan; ama az sözle aktarmak istediğini çok iyi aktaran bir şarkı Lay It Down Slow, sözler de burada:

If you've got dreams in your heart
Why don't you share them with me?

And if dreams don't come true
I'll make sure that your nightmares are through.


If you've got pain in your heart
Why don't you share it with me?

And we'll just wait and see
If it's half of what it used to be.


And lay it down slow
Lay it down free
Lay it down easy
But lay it on me

If you've got love in your heart
Why don't you keep it with mine?

I can't promise a miracle
But I'll always be trying.


And lay it down slow
Lay it down free
Lay it down easy
But lay it on me

Lay it down easy
Lay it on me

Lay it down easy
But lay it on me


Yeterli değil mi? Karşıma çıkacak o'na söylemek isteyeceğim üç cümle bütünü. Bir insana yanında olduğunu daha iyi ne şekilde anlatabilirsin ki? "...and if dreams don't come true, i'll make sure that your nightmares are through." Hepimiz birçok hayal kuruyoruz. Hayallerin gerçekleşmediğinde, ya da gerçekleşmeyeceğini anladığında yanında olup sana destek çıkacak biri fena olmazdı, değil mi? Hayallerin öznesini kaybettiğinde, geri plandaki gerçekliğin içinden fırlayıp gelecek iyilik meleği. Ardından gerçekleşmeyen hayallerin kırıklığıyla yaşanan acıları paylaşacak ve onların yükünü hafifletecek kişi-ve sevgini paylaşacağın. Fazla bir şey değil, mucizevi değil, sadece elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışan. Zaten başka ne istenebilir? Seni her koşulda seninle birlikte yaşamak adına verilen bir söz bu şarkı, ve uyumak üzere bir çocuğa söylenircesine hafif titrek, hafif cızırtılı ve mayışık bir sesle süslenmiş. Tamamen dingin bir şarkı, bitişe yakın aniden giriş yapan ve ilk anda biraz gürültülü gelen gitarın ardından 'mutlu son'ların verebileceği mutluluk kadar güzel ve 'gün batarken ardında tepelerin', gitme vakti gelen prensle prensesin resmi kadar huzur verici.

Sadece arkanıza yaslanın ve gözlerinizi kapatın. Tüm hüznünüzün yerini dolduracak kadar huzur var.




If You Stayed Over... 04:17
İlk yazımın Atom Heart Mother isimli şu an tanımlayacak kelime bile bulamadığım albüm hakkında olmasını istememe rağmen, dün hayatıma giren ve bugün 146 kez dinlemiş göründüğüm şarkı hakkında bir yazı yazmamak ayıp olurdu. Taze taze, her dakikasını inceleyebilirim. Saat 03:43 ve şarkıyı 'repeat item'a aldım. Sabaha kadar çalacak. Onu bu kadar güzel yapan ne?
Bu şarkı, If You Stayed Over. Bir Bonobo şarkısı. Aslında Bonobo - Fink düeti. Bonobo'yu bu kadar geç keşfettiğim için kendime bol bol küfretmeme neden oldu. Türü tam olarak ne bilmiyorum açıkçası. Trip-hop, chill, acid-jazz, slow gibi etiketleri olduğu gibi biraz electronica esintileri de taşıyor. Electronic ve electronica arasındaki farkı bilmeyenler için: electronica dans müziği olmak zorunda değildir, sizde dans etmek kolunuzu bacağınızı oynatmak isteği yaratmaz. Elektronik bazlı müzik denebilir mi? Denebilir herhalde.
Peki Bonobo kimdir, nedir? Bonobo, insan dışında misyoner tipi sevişen tek canlı olan cüce şempanze demektir diyor Wikipedia. Ve Lastfm, gerçek adının Simon Green olduğunu söylüyor. Britanyalı bir DJ. Dial M For Monkey ve Days To Come albümleri çok ünlü. Bütün bu teferruatları geçmek ve sadece o inanılmaz şarkıdan bahsetmek istiyorum.
Sözleri son zamanlarda okuduğum en anlamlı sözler. Ya da belki de insan kendisine/yaşadıklarına en uygun şarkının sözlerini çok anlamlı buluyor. Ama bu sözleri her okuyanın kendinden bir şey bulacağına eminim ve belki de bu yüzden, mükemmel. Tek kelimeyle mükemmel.




If it's on it's on for good [yeah]

'Coz when it's gone it's gone for good

Let me tell you...



And if you stayed over
You know we would, if we could
Put it back together
Make it good

If I... [2x]

Breathe in the future, breathe out the past [yeah]
Savour this moment as long as it lasts
Let me tell you...

Put it back, piece by piece
If you stayed over I'd make it so sweet
I'd make you remember, baby
From your head to your feet

And if you go now, baby
We'll never know how it ends
Make it good [4x]



Önce bu sözleri incelemek istiyorum biraz. En başta yaptığı kelime oyunu, biraz dinledikten sonra dikkatimi çekmişti ve gerçekten çok hoşuma gitmişti. "Gone for good", sonsuza kadar gitmiş anlamına geldiği gibi daha iyiye ulaşmak için ya da iyi bir amaç için gitmiş gibi bir anlama da geliyor fena halde yanılmıyorsam. İlk iki satır/dize, bu sebepten ötürü çok etkiliyor beni. Ardından Fink kadife sesiyle "Let me tell you" diyor ve ne demek istediğini basit ve dinledikçe daha da ağır gelen cümlelerle açıklıyor.
"Keşke", hassas bir mesele. İnsanı çok acıtabiliyor ve bu şarkıda kesinlikle acıtıyor. Ya kalsaydı? Ya kalsaydı? Tam olarak bu soruyu sormamı gerektirecek şeyler yaşamış ben için, her "If you stayed over..." demesi ayrı bir kalp ağrısı yaratıyor. Böyle bir olayla alakası bile olmayan bir insan için de yaratıyordur eminim. Ses ve müzik yetiyor çünkü. Ve hem sesteki hem sözlerdeki çaresizlik, can yakıyor.
"Breathe in the future, breathe out the past" ise; bugüne kadar duyduğum en güzel söz geleceğe bakmakla ilgili. Pek açıklama gerektirmiyor aslında. Ya da ben yapamıyorum.
Peki ya müzik? Bu şarkıda Bonobo'nun yeteneğini konuşturduğu asıl nokta?
En az sözleri kadar güzel bir müziği var bu şarkının (ki bu cümlede vurgu 'en az'da). En güzel bölümün giriş olduğu aşikar. Müziğin ne kadar anlatılmaz olduğunu tekrar fark ettim bu paragrafta, arkada 150. kez (tamamen gerçek bir rakam bu) "If you stayed over" çalıyor ve ben müziğini tanımlayamıyorum. Melankolik bir melodisi var denebilir sanırım, arada giren yaylılar kulak tırmalamak bir yana sanki bu melankoliyi yatıştırmak ve sizi sakinleştirmek için oradalar. Şarkıyı hissederek dinlediğinizde onun bir nevi somutlaşıp, sarılıp ağladığınız türden bir dost haline geldiğini hissediyorsunuz. Öyle bir şarkı ki acılarınızı anlıyor ve sizi yatıştırıyor. "Ağla, açılırsın" der gibi hatta.
Bu şarkı, son zamanlarda dinlediğim en farklı ve bir şeyler hissettiren şarkı. Kusmaya ihtiyacı olan insanların boğazlarına bir şey sokması gibi ağlamaya ihtiyacı olan insanların bunu dinlemesi lazım. Ya da sokakta yürüyor ve etrafınızdan akıp geçen insanların bir şey ifade etmediğini hissediyorsanız tamamen farklı bir boyuta çekilmek için bunu dinleyebilirsiniz.
Şimdi 151 oldu.
Seni seviyorum Bonobo.




22 Ağustos 2009 Cumartesi 17:11
Blogumuz da biz de muhteşemiz sıviiti pay.
Rüyamda vücudumun sağ yarısına us, sol yarısına them ismini veriyordum. Us and Them. Çok mu etkilenmişim ne?
Tüm Pink Floyd'ları sana bırakabilirim yavrukuş. Ben de Keane'den bir şeyler yapabilirim, ya da yapmam, açım.

Görüşürüüz. (: